El yazısı neden tarihe karıştı? Dijital çağda kayıp bir beceri
Bir zamanlar eğitimin temel taşlarından biri olan el yazısı, dijitalleşmenin yükselişiyle sınıflardan siliniyor. Ortak Çekirdek standartlarının değişmesi, klavye kullanımının öncelik kazanması ve yeni neslin alışkanlıkları bu dönüşümü hızlandırdı.
El Yazısının Sessiz Vedası: Dijital Dönüşümün Yan Etkisi
Nesiller boyunca Amerikan sınıflarında çocuklar, zarif ve akıcı el yazısı öğrenerek büyürdü. Mektupların zarafeti, defterlere düşülen notlar ve atılan imzalar, eğitimin ve kişisel ifadenin ayrılmaz bir parçasıydı. Ancak son yirmi yılda el yazısı, tarihin tozlu raflarına kaldırılma tehlikesiyle karşı karşıya kaldı.
Dönüm noktası, 2010 yılında el yazısının Ortak Çekirdek (Common Core) eğitim standartlarından çıkarılması oldu. Bu karar, daktilo ve klavye becerilerinin öncelik kazanmasına yol açtı. Pek çok okul, el yazısı eğitimini sessizce müfredattan çıkardı. Sonuç olarak, bir nesil çocuk bu yazı stiline ya çok az aşina oldu ya da hiç öğrenmedi.
2022’de eski Harvard Başkanı Drew Gilpin Faust, bir tarih seminerinde öğrencilerin üçte ikisinin el yazısı okuyamadığını veya yazamadığını belirterek bu dönüşümün boyutuna dikkat çekti.
El Yazısının Düşüşünün Nedenleri
Tarihsel Rolü: 19. ve 20. yüzyılda el yazısı, disiplin ve karakter kazandıran bir beceri olarak görülüyordu.
Dijitalleşme: 2000’lerden itibaren bilgisayar laboratuvarları ve klavye dersleri ön plana çıktı.
Eğitim Politikaları: Ortak Çekirdek’in müfredattan çıkarması, eyaletlerin büyük kısmını etkiledi.
Öğretim Öncelikleri: Öğretmenler, dijital beceriler ve standart testlere hazırlık üzerine yoğunlaştı.
Geri Dönüş Mümkün mü?
Uzmanlar, el yazısının motor becerileri, hafızayı ve bilişsel gelişimi desteklediğini hatırlatarak bu becerinin tamamen unutulmaması gerektiğini vurguluyor. Bazı eyaletler, ilkokul seviyesinde el yazısını yeniden müfredata ekleme girişimlerinde bulunuyor. Ancak dijital çağın hızla ilerlemesi, bu dönüşün ne kadar yaygın olacağı konusunda soru işaretleri yaratıyor.