Dünya yangın yeri, İslam coğrafyasında her yer kan gölü ve gözyaşı…
Türkiye bir taraftan terör belası ile uğraşıyorken, diğer taraftan etrafını saran ateşi söndürmeye ve sınırlarını değiştirmeye çalışan şer odaklarını bertaraf etmeye çalışıyor.
Filistin, yarım asırdan fazla zamandır İsrail işgali altında, on binlerce Müslüman şehid edildi. Yahudiler’in yerleştiği Mescid-i Aksa’nın da içinde bulunduğu mukaddes belde de milyonlarca insan yurtlarından sürülerek ülke toprakları gasp edildi. İşgale ve zulme direndiği için 1.5 milyon insanın yaşadığı Gazze ise son beş yıldır ambargo altında adeta açık hava hapishanesine çevrilmiş durumda.
Afganistan, önce Rus işgali yaşadı, ardından Amerika öncülüğündeki koalisyonun saldırısına uğradı. 11 Eylül saldırılarını bahane ederek 2001’de Afganistan’ı işgal eden güçler, hedef gözetmeksizin Müslüman yerleşim alanlarını bombalayarak Müslüman sivilleri katletti.
Çeçenistan da uzun yıllardır Rus zulmüne karşı mücadeleden asla vazgeçmeyen Çeçenler bir yandan Çatışma, savaş, suikastler sebebi ile her türlü normal yaşam şartlarından mahrum bırakılırken, diğer taraftan ise Rus kuklası Kadirov Rejiminin, Çeçenistan`daki okullarda verilen Kur’an ve din dersini yasaklamalarına maruz kaldı.
Suriye’de 2011 yılından itibaren Beşar Esed rejiminin zulmü altında kalan ülkede 200 bine yakın insan öldürülmüş, şehirler harap olmuş 7 milyona yakın Suriyeli çevre ülkelere göç etmek zorunda kalmıştır.
Irak, ABD’nin 2003 yılında petrol uğruna yaptığı saldırı ve işgali sonucu ülke tamamen karışmış düzenden eser kalmamış, 1 milyonu aşan masum sivil yaşamını yitirmiş, tabiri caiz ise diktatör Saddam dönemine hasret bırakılmıştır.
Doğu Türkistan ise kanayan bir başka yara. 1 Ocak 2015 tarihinden itibaren yürürlüğe giren yasaya göre İslami kıyafet giymek, ezan okumak, namaz kılmak ve benzeri İslami semboller yasaklanarak zulme resmiyet kazandırılmıştır.
Arakan da Kadın, çocuk ve yaşlı demeden Müslüman Halkın, tecavüze, işkenceye, yakarak öldürmeye ve toplu katliamlara kurban gitmesine ne acıdır ki insanlık namına dahi olsa engel olunmamıştır.
Patani, Tayland hükümetinin zulmü altında inlemektedir. Yaklaşık 20 bin masum insanın keyfi olarak öldürüldüğü ve 30 bin insanın haksız yere tutuklandığı Patani’ de Malay Müslümanları,tıpkı Arakan’ da olduğu gibi Budistlerin işkencesine maruz kalmaktadır.
Özetle, küffar acımadan Masum Müslümanları, secdede iken, sahurda iken, , bayramda iken ve dahası bir lokma ekmek için sıra beklerken öldürmektedir.
Tüm bunlara karşın Dalâlet ehli fâsıklar ise hâlâ eğlencede, hâlâ zevk-ü sefada! Fâiz, içki, kumar, zina hepsi mevcut.
"Allah'ım bizi bağışla!" diyorum utana utana. Hakk'a yakın olanlar, yıkım olsa da yapım olsa da, ibadet ve taatında…
Allah Kuran’da Müslümanların birlik olmaları gerektiğini buyurmuştur. Birlik olmamaları durumunda ise, manevi güçlerini kaybedeceklerini ve ezilip yenileceklerini haber vermiştir:
“İnkar edenler birbirlerinin velileridir. Eğer siz bunu yapmazsanız (birbirinize yardım etmez ve dost olmazsanız) yeryüzünde bir fitne ve büyük bir bozgunculuk (fesat) olur.” (Enfal Suresi, 73)
Öyleyse, küffarın Müslümanları baskı altına aldığı ahir zamanın bu en şiddetli döneminde, Müslümanların aciliyetli olarak yerine getirmeleri gereken husus, birlik olmaktır. Yeryüzünde bozgunculuğun son bulması için iman edenlerin birbirleriyle dost olmaları, ittifak etmeleri, birlik ve beraberlik içinde olmaları gerektiği açıktır.